En kötü senaryo işliyor
27 Temmuz 2013 Cumartesi
Şark Forumu Başkanı ve El-Cezire kanalının eski direktörü Vaddah Hanfar, Mısır’da darbeci Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi’nin “Meydanlara inme” çağrısının “Gerçek bir iç savaşı tetikleyebileceğini” belirtti.
Halkı şiddete davet eden Sisi, Mısır’ı iç savaşa sürüklüyor
En kötü senaryo işliyor
Şark Forumu Başkanı ve El-Cezire kanalının eski direktörü Vaddah Hanfar, Mısır’da darbeci Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi’nin “Meydanlara inme” çağrısının “Gerçek bir iç savaşı tetikleyebileceğini” belirtti.
Ordunun darbesiyle Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin görevden uzaklaştırılmasının ardından, demokrasi yanlılarının ülke genelindeki eylemleri devam ederken, Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi’nin “darbeye destek” için halkın sokağa inmesi çağrısı tepki çekti. Çağrının ardından sokaklara dökülerek protesto eylemleri düzenleyenlerin yanı sıra Arap dünyasındaki kimi aydın, yazar ve düşünür de eleştirilerini makalelerinde dile getirdi. Şark Forumu Başkanı Hanfar da bir internet sitesindeki “Sisi Mısır’ı iç savaşa sürüklüyor” başlıklı makalesinde, çağrıyı eleştirdi.
Sivil Bir Savaşın Resmi İlanı
Çağrının “Sivil bir savaşın resmi ilanı” anlamına geldiğini ifade eden Hanfar, “Bu açıklama aynı zamanda seçilmiş Cumhurbaşkanına karşı yapılan askeri darbenin nasıl aşırı bir yanlış hesaplama ve kötü yönetildiğinin de kanıtıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Atadığı sivil hükümeti dahi bir tarafa bırakan Sisi’nin, “Mısır’ın yeni Firavun”u olarak kendini ortaya koyduğu belirtilen makalede, darbeden sonra Mursi yanlısı göstericilere yönelik tutuklama, baskı ve karalama kampanyalarına dikkat çekildi.
Yaşanan gelişmelerle iki önemli hususun ortaya çıktığını dile getiren Hanfar, bunlardan ilkinin “Darbeciler ve medyası”nın vurgulamaya çalıştığının aksine, askeri müdahale karşıtı kitlenin
“Sadece Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) üyesi olmadıkları”
gerçeğinin ortaya çıktığı, ikincisinin ise yüzlerce göstericinin ölümü ve yaralanmasıyla sonuçlanan
“baltacılar” ve Mısır güvenlik güçlerinin silahlı saldırılarına rağmen, göstericilerin beklendiğinden daha güçlü bir şekilde kararlı durup dağılmadıklarını ifade etti.
Senaryoların En Tehlikelisi
“30 Haziran’daki muhalefet gösterilerinden meşruiyet devşiren askeri darbe liderlerinin, ordunun halk iradesinin koruyucusu olduğu yönündeki iddiasının Mursi yanlılarının düzenlediği dev gösterilerle sarsıldığı” yorumunu yapan Hanfar, yaşanan bu gösterilerin, Sisi’yi destekçilerini sokağa çıkmaya çağırmasına yol açtığını dile getirdi.
Sisi’nin müdahale karşıtı eylem yapanları “Şiddet ve teröre” bulaşmakla suçlayıp, “darbeyi meşrulaştırdığı” konuşmasının sonunda yaptığı bu çağrının, “İç savaşı tetikleyebileceği”ni belirten Hanfar,
“Mursi yanlılarının dev gösteriler düzenleme hazırlığında olduğu 27 Temmuz Cuma günü, destekçilerini gösteri yapmaya çağıran Sisi’nin bu talebi, gerçek bir iç savaşı tetikleyebilir”
ifadelerini kullandı.
“Tahmin edilen senaryoların en berbatı ve en tehlikelisinin eşiğindeyiz.
Eğer Mısır’da şiddetin kapıları açılırsa bu Irak’a, Suriye ve Lübnan’a kadar uzanacak bir kaos ve istikrarsızlık ortamını tetikleyecektir”
diyen Hanfar, Arap ve Afrika derinliğiyle, Mısır’ın
“kara listeye”
girmesi halinde yaşanacakların, kaosun çapını genişleterek, bölgedeki ortamı inanılmaz seviyelere getireceği uyarısında bulundu.
Batı Vicdansız Ve İnsafsız Davranıyor
Batı’nın darbe karşısındaki tutumunu, bir taraftan darbeyi desteklemede aceleci davranmak öte yandan bunu meşrulaştırmak şeklinde çeşitlilik taşıdığını ifade eden Hanfar,
“Amerikan yönetimi en kötü hesap yapan ve en dar görüşlü olanı...
Yaşananları bir darbe şeklinde tanımlamaktan kaçınan Amerikan yönetimi, Cumhurbaşkanı Mursi’nin sözde başarısızlıklarına işaret ederek, darbeyi meşrulaştırmaya çalıştı”
şeklinde eleştirerek, bunun demokrasi tarihinde “eşi görülmemiş bir duruş”
olduğu yorumunu yaptı.
Mısır’daki darbenin bölge halklarının ruhunda inanılmaz bir boşluk oluşturduğunu ifade eden Hanfar,
“Eğer bizler bu boşluğu doldurmazsak, şiddet temelli yeni bir sayfanın açılmasının eşiğinde olacağız”
ifadelerini kullandı.
El Cezire'de neler oluyor?
Ancak El Cezire'nin, kanalı bugünlere getiren Filistin asıllı genel müdür Vaddah Hanfar'ı istifaya zorlayarak 2011'de görevini bıraktırması henüz hafızalardan silinmedi.
Hanfar, istifaya zorlandığı iddialarını hiçbir zaman teyit etmese de, kulislere sızan bilgiler, başarılı yöneticinin özellikle Filistin konusundaki tavrının 'aşırı' bulunduğu gerekçesiyle görevden el çektirildiğini gösteriyor.
Arap dünyasının yetiştirdiği en başarılı gazetecilerden biri olan Vaddah Hanfar, ABD'nin Irak işgali sırasında, El Cezire'nin Bağdat ofisinde şef olarak görev yaptı.
El Cezire'nin başarılı savaş muhabiri Tarık Eyyub'un Amerikan güçlerinin El Cezire bürosunu bombalaması sonucu ölümüne tanıklık eden Hanfar, 2003'te kanalın müdürlüğüne atandı, 2006'da ise El Cezire Haber Ağı'nın genel müdürü oldu.
Vaddah Hanfar döneminde, bütün dünyanın ilgiyle takip ettiği güvenilir bir haber kanalı olarak öne çıkan El Cezire, Arap Baharı'nın başlangıç aşamasında da önemli roller icra etti.
Ancak sürpriz bir kararla 2011'de görevden alınan Hanfar'dan sonra, El Cezire tümüyle geri planda kalmayı tercih eden bir yayın politikası izledi.
Hanfar'ın Müslüman Kardeşler'le irtibatından dolayı 'kovulduğu' iddia edildiyse de, bu konuda herhangi bir resmi açıklama yapılmadı.